Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?
Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi gibi malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davası türüdür. Trafik kazası tazminatı, uyugulamada hem bedensel hem de malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.
Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılmadan önce, dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken en önemli konudur. Trafik kazasının meydana geldiği, yani haksız fiilin işlendiği gün, tazminat davası zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Trafik kazalarında da tüm haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı süresinden hangisi davacının lehine ise, o zamanaşımı süresi uygulanır
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir?
Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse, yaralanan şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir.
Trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma vuku bulmuşsa, yaralanan kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı) da sadece “manevi tazminat davası” açabilirler (BK md.56). Yargıtay uygulamasında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir. Örneğin; bir gözün kaybedilmesi, kol veya ayaklardan birinin kesilmesi vb. gibi haller ağır bedensel yaralanma olarak değerlendirilmektedir.
Ölümlü trafik kazalarında ise, ölenden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekar ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir. Yani, bu kişilerin ölenin desteğinden yararlandıklarını ispat etmelerine gerek yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vb. gibi herhangi bir yakınının trafik kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlaması gerekir.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?
Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden, maddi ve manevi tazminat davası haksız fiil sorumlularına karşı açılır. Ancak, trafik kazalarında haksız fiili bizzat işleyenler dışında da tazminat sorumluları vardır. Trafik kazası neticesinde ölüm, yaralama veya herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde aşağıdaki kişilere maddi ve manevi tazminat davası açılabilir:
• Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir (BK md.49).
• Aracın Sahibi: Aracın sahibi (KTK md.3) kural olarak aracın işleteni olarak kabul edildiğinden trafik kazası nedeniyle tazminat sorumluluğu vardır (2918 sayılı KTK md.85/1).
• Aracın İşleteni: Trafik kazasına karışan aracın işleteni de oluşan her türlü zarardan sorumlu olduğundan işletene de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (2918 sayılı KTK md.85/1). Trafik tescil kayıtlarında aracın sahibi olarak gözüken kimse, aynı zamanda aracın işleteni olarak kabul edilir. Araç sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilir. Motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde; aracın işleteni meydana gelen zarardan sorumlu olur. Başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse de işleten olarak kabul edilir (HGK 2015/2890 karar).
• Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) veya poliçe kapsamına göre İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumludur (KTK md.91). Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesine göre, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?
• Ölümlü trafik kazası tazminat davası, maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir (BK md.53):
• Manevi tazminat: Ölenin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler, nişanlı) ölüm neticesinde duydukları elem, acı ve ızdırap duyguları nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler.
• Ölenin her türlü cenaze gideri,
• Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri,
• Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Trafik kazasında ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı veya destek verdiği herhangi bir kişi) kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin hayat boyu desteğinden mahrum kalan kişilerin açtığı bir maddi tazminat davası türüdür. Destekten yoksun kalanlar, muhtemel destek süresi boyunca ölenden elde edecekleri mali menfaati tazminat sorumlularından talep edebilir.
Yaralamalı Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?
• Yaralanmalı trafik kazası tazminat davası, yaralanan kişinin tazminat sorumlularına karşı açtığı bir maddi ve manevi tazminat türüdür. Yaralanan kişinin yakınları hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazlar. Ancak, yaralanan kişi ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybına maruz kalmışsa; yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat talebinde bulunabilirler.
• Yaralanmalı trafik kazası tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir (BK md.54):
• Manevi Tazminat: Yaralanan kişinin bizzat kendisinin manevi tazminat isteyebileceği hususunda tereddüt yoktur. Yaralanan kişinin yakınları ise ancak ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybı söz konusu ise manevi tazminat isteyebilirler. Aksi takdirde, yaralının yakınları manevi tazminat talep edemezler.
• Yaralanan kişinin her türlü tedavi gideri,
• Yaralanan kişinin kazanç kaybı,
• Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
• Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Başvurunuz ile ilgili trafik kazanız incelenecek ve kusur oranları uzman ekibimiz tarafından tekrar değerlendirilecektir.
Kaza tutanaklarınızda veya kusur oranlarında bir hata tespit edilirse bu hatanın düzeltilerek kusur oranının değiştirilmesi için gerekli işlemler tarafımızdan başlatılarak en kısa sürede gerekli düzeltmeler gerçekleştirilecektir.
Tüm süreçler tarafımızdan süreç sonuna kadar hiçbir ücret alınmadan gerçekleştirilmektedir.
Trafik kazasındaki kusur oranına itiraz başvurusu kaza tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde yapılmalıdır. 2 yılı geçen trafik kazası tutanakları kesinleşmiş sayılır.
Kazada kaskonuz yok ise kusurunuz oranında aracınızın tamir masraflarını ödemek zorunda kalırsınız. Eğer kusur oranlarınızdaki bu hata düzeltilir ise kusurlu aracın sigorta şirketinden maddi kaybınızın tahsilatını gerçekleştirebilirsiniz.
Trafik kazasındaki kusur oranınızın değişmesi halinde aracınızda oluşan değer kaybını da kusurunuz oranında tahsil edebilirsiniz.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları Tebliği’nin bazı maddelerinin yürütmesini durdurdu.
Ankara Barosu Başkanlığı, Resmi Gazete’de 14 Mayıs 2015’te yayınlanarak yürürlüğe giren Tebliğ’in bazı maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştayda dava açmıştı.
Danıştay 15. Dairesi, Tebliğ’in iptali istenen bazı hükümlerinin yürütmesini durdurmuş, bazı istemleri ise reddetmişti. Daire kararına tarafların karşılıklı itirazı üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi.
Kurul, Ankara Barosunun itirazını yerinde görerek, Tebliğ’in bazı bölümlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Mülkiyet Değişikliği Değer Kaybını Engellemez.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Tebliğ’in, “Değer Kaybı Hesaplaması” başlıklı bölümündeki, “kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili taleplerin değer kaybı teminatı kapsamı dışında olduğu” şeklindeki düzenlemeyi de hukuka aykırı bularak yürütmesini durdurdu.
Kararda, “Sigortalı tarafından işletilen aracın başka bir araca zarar vermesi halinde, zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı, Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümleri çerçevesinde zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıl içinde talep edebilecektir. Bu durumda, sigortalının iradesine bağlı olmaksızın hasar gören aracın mülkiyetinin değişmesi durumunda, değer kaybının haksız fiile ilişkin hükümler çerçevesinde sigortalıdan istenmesi olanaklı olduğundan, dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” tespiti yapıldı.
İtiraz nereye yapılmalı ?
Eğer ilgili tutanakla beraber para cezasına da çarptırılmışsanız itirazınızı ( tutanağı düzenleyen görevlinin bağlı olduğu birimin ki ) genelde bu kazanın meydana geldiği yer oluyor Trafik Mahkemelerine büyükşehirler haricinde Trafik Mahkemeleri olmadığı için Sulh Ceza Mahkemelerine yapmalısınız. Bazen ceza mahkemeleri memurun yaptığı hatalı idari işleme itiraz gibi düşünerek İdare Mahkemesine dava açılmasını belirtmekte iseler de Uyuşmazlık Mahkemesi bu konuda İdari Yargının görevli olmadığını kesin olarak belirtmiştir.Ancak uygulamada para cezası nadiren verildiğinden bu yöntem nadiren kullanılır ayrıca bu yöntem ile tutanağı dolaylı yoldan iptal ettirmiş olursunuz.Cezaya konu işlem örneğin kırmızı ışıkta geçmek ise geçilmediği mahkeme kararı ile ispatlanarak dolaylı olarak tutanakta kusur verilen işlem iptal edilmiş olur.
Eğer kaza yaralamalı ve ölümlü bir kaza ise ceza kovuşturmasına konu olacak nitelikteyse itirazınızı orada da yapabilirsiniz ancak kovuşturma genellikle geç başladığı için ileride sıkıntı yaşanabilir bazı ölümlü kazalarda savcılık zaten olaydan hemen sonra kaza zaptı olmasına rağmen kendiliğinden keşif yaparak kaza tespit tutanağının aksine bir bilirkişi raporu alabilmektedir. Böyle bir raporun olup olmadığını takip etmeniz faydalı olur.
Bunun haricinde yeni bir olay ise kaza mahallinde yetkili olan Hukuk Mahkemesine başvurarak bilirkişi incelemesi yapılmasını isteyebilirsiniz.Tavsiyem üçlü bilirkişi talep etmeniz çok zaman zaptı düzenleyen polis memuru yerine başka bir polis memurunu görevlendiriyorlar bazen meslektaş dayanışması olabiliyor.
Sonuçta alacağınız yeni rapor hiçbir zaman kesin kusur oranını gösterir bir rapor anlamına gelmemektedir siz ya da karşı taraf dava açar ise mahkemece yeniden kusur incelemesi yapılabilir.
Eğer davaya konu edilebilir bir maddi değer var ise hukuk mahkemeleri bazı durumlarda henüz dava açılmamış olan hallerde delil tespiti esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden isteneceğinden dava değere bağlı dava mahiyetinde olacağı ve HMK 2.maddesine göre görev Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verebilmektedir.
Dolayısıyla doğrudan dava açarak ya da size karşı dava açılmasını bekleyerek davada itirazlarınızı belirtip kusur değerlendirmesinin yapılmasını talep edebilirsiniz.
Her durumun özelliğine göre en doğru karar avukata danışarak kaza sonrası olabilecek ihtimallere göre sağlıklı bir değerlendirme yapmak olacaktır.